Hüzün Geldi


Türküler bitti
Halaylar durdu
Horonlar durdu
Al damar, mor damar, şah damar sustu
Bahçeler put kesildi birer birer
Meyveler salkım saçak taş.
Bir bulut uçardı
Başı boş bedava
Yandı kül oldu.
Hüzün geldi baş köşeye kuruldu
Yoruldu yüreğim yoruldu.
Ağaç büyür arkasında koşamam
Kervan yürür peşi sıra düşemem
Yıldız akar uçsam da yetişemem.
Hüzün geldi baş köşeye kuruldu
Yoruldu yüreğim yoruldu.

-Bedri Rahmi EYÜBOĞLU-

Bazı tarihler önemlidir...






5 Ekim 1978
Bazı tarihler önemlidir.











Ben ilkbaharın ilk ayı olan Nisan ayını çok severim, tüm doğa yeniden doğar, ben Nisan'da doğmuşum. Haziran ayını çook severim, yaz aylarının ılık nefesini hissederim, hayatımın ılık nefesi oğlum Can eklendi yaşamımıza bir Haziran ayında...







Uzun yıllardır benim sevgilim, arkadaşım, kocam, dostum İlhan ile çok sıcak bir 5 Ekim günü birlikte yaşama kararımızı herkese ilan ettik...


İşte yine bir 5 Ekim geldi, parmak hesabı filan yılları hesapladım, epeyce olmuş... Bir de öncesi var...
Tanıştığımızda ben 15, İlhan 19 yaşındaydı... Birlikte büyüdük, gerçekten birlikte büyüdük:))


Güzel günler hep oldu, oluyor, olmaya devam ediyor... Ancak zor günler, acılar, kavgalar da oldu, üzüldük, çözüm bulduk, hiç küsmedik, hiç ayrılmadık...

Hayatımda var olan tüm güzel insanlar için hep şükrediyorum. Beni hayatlarına aldıkları için, birlikte tamamlandığımız için...

Son yıllarda işimin sayesinde pek çok kişi ile iletişim becerilerimiz, ilişkilerimizi sağlıklı yaşamak konularında çalışıyorum.

Ve merak edip bana da  soruyorlar; Nasıl bu kadar güzel sürdürüyorsunuz?

Ruh halime göre farklı farklı cevaplar veriyorumdur, şimdi bu soruya yendien yanıt veriyorum.

Ben İlhan'ı seviyorum. Onunla yaşamayı seçtim ve birlikte yaşadığımız her anın keyfini çıkartmak için elimden gelenin fazlasını yapıyorum. İlhan ile birlikte zaman geçiriyorum, o zaman diliminde ikimizin yaşamında da değer yaratacak anlar olsun diye çaba gösteriyorum.

İlişkimizi iki avucumun içinde tutuyorum, koruyorum. Konuşuyoruz, bol, bol konuşuyoruz, konuşurken birbrimizi dinliyor ve anlıyoruz. Sorunlarımız olduğunda birbirimizle değil, sorunla uğraşıyoruz. Sorunlarımızı bekletmeden çözerek ilerliyoruz.

Her ilişkinin kendi dinamikleri var. Biz birlikte çok zaman geçiriyoruz,  ancak birbirimize özgür zamanda bırakıyoruz. Kendi uğraşlarımız, hobilerimiz ve arkadaşlarımız var. Zorlamıyoruz her yerde, herkes ile birlikte, hep yanyana olmak için...

Küçük çekirdek ailemde oğlum Can, kızımız Vega ile yaşıyoruz.

Bu sayfalara sığmayan kocaman aileme teşekkür ediyorum.

İşte bugün 5 Ekim ve içimden bunlar geldi; mutluyum, umarım yaşamına beni kabul eden herkesin daha mutlu olmasına katkım oluyordur...

Sevgiyle nefes alın, mutlu olmak için seçim yapın ve hep kendinizde kalın...

Yürüyelim Seninle İstanbul'da



Kırmızıyı sevdiğini bilseydim
hayallerim kıpkırmızı olurdu

İstanbul hala güneşin ardında
ufuklarında birkaç kara leke
birkaç kan pıhtısı dudaklarında
İstanbul hala sevimli mi sevimli
ve hala bir tomurcuk tadında
yürüyelim seninle İstanbul'da

korkusuz bir rüyadır
bekler bizi Beykoz'da, Üsküdar'da
birkaç kuğu, birkaç mahzun kuştüyü
yenilgisiz bir muamma gibidir
arar buluşmayan ellerimizi
deli rüzgâr yine sarhoş, hovarda

tam orada, Çamlıca yokuşunda
birkaç bulut çekelim gökyüzünden
damarlarımızdan geçirelim ve birden
bırakalım suların üzerine
sen bir defa konuş, sen bir defa gül
kumlu ebrular yapalım seninle
serpmeli ebrular, bülbülyuvası
hercaimenekşe, gonca ve sümbül

yüzün bir ay gibi parlarken gecenin ortasında
yürüyelim seninle İstanbul'da
boğaziçi mağrur türkülerini
gözlerine baka baka söyleyin
martılar üşüyünce
denizin sıcağında bulsunlar kalbimizi

anlayabilir misin
neden çıban gibi büyür bağrımda
büyürde kelebek olur bu sızı
kırmızıyı sevdiğini söyledin
bu yüzden mi günlerdir
İstanbul'da gül kokusu yayılan
tepeler kırmızı, sular kırmızı

İstanbul bilmeli ki, sahillerine
mehtabı taşıyan senin bakışlarındır
İstanbul bilmeli ki, limanlardan gemiler
önce senin yüreğine açılır
uzaklarda bir yerde
toprağı öpmek için eğilen bahçıvanın
parmaklarında hüzün
sana doğru akan nehrin
ağlayan suretidir

bir elimizde umut
bir elimizde sevda
yürüyelim seninle İstanbul'da
musiki kesilsin, tükensin yazı
çaresiz kalınca mızrap ve şiir
ozan bir kenara bıraksın sazı
ressam fırçasına neden mi kızgın
tuvalde çizgiler, renkler kırmızı
kırmızıyı sevdiğini bilince
çekilir mi artık güllerin nazı

Anadolukavağı'nda her akşam
burcu burcu bir rüyadır hayalin
karanlık, hüznünü düşürür dağa
kuşlar kanat çırpar, yıldızlar ağlar
endamın her sabah iner toprağa

hasret, yanlızlığı çoğaltan deniz
ayrılık acıyla süzülür kandan
nefesin fermandır Topkapı Sarayı'nda
dönüşünü bekliyor rıhtımda şehzadeler
öylesine yorgun, mahzun ve candan

İstanbul bir yanımda, sen bir yanımda
uykusundan uyanınca fırtına
dalgalar türkümüze aşina olur
yüzümüze bakınca deniz fenerleri
sahibini arayan gemilerin
çığlığıyla vurulur

tarih heyelandır hainlerin ardında
İstanbul tarihin soylu anası
biz bu yürüyüşü çiğdemlerden almışız
sevdayı kız kulesi'nden
yalıların burukluğu altında
geçiyoruz sokaklardan delice

anlayabilir misin
beyoğlu'nda gezinen
hayal kırıklığının benden türediğini
anlayabilir misin
kırmızı neden böyle
doldurur aynalara inleyen yüreğimi

sana giden yolların kavşağında
bir adam direniyor izini bulmak için
siliyor tanyerine akan alın terini
ufkunda sapsarı umudun rengi
mavi yitik, beyaz kızgın ve siyah
arıyor sessizce kaybolan günlerini

Gülhane'de simit satan çocuklar
nasıl anlasınlar ellerimizin
neden böyle çekingen olduğunu
Ayasofya önünde tramvay bekleyenler
gökyüzüne dokunurken bu acı
kimdir diye sorsunlar içlerinden
birlikte yürüyen iki yabancı

biz gitsek de, İstanbul'da yine de
yıllar yılı gezinmeli bu sızı
benden bir yaralı şiir kalmalı
senden bir tebessüm, bir de kırmızı

Nurullah Genç

Mutlu Yaşamın Anahtarı 10 deyişte

Her ülkenin binlerce atasözü var, özdeyişi var. Bunlar birikimlerin hap halinde ifade edilmiş şekli. Ünlülerin, toplumları etkileyen kişilerin özdeyişleri var, çoğu zaman yazarlar anlatmak istedikleri konuya giriş yaparken "ufuk açma" niyetine alıntı yaparlar.


Philip E. Humbert adlı bir psikiyatri profesörü, "İnsanlara mutlu yaşamın anahtarını 10 kuralda toplayacak olsam, hangi deyişleri seçerdim" diye kapsamlı bir çalışma sonrası bir liste çıkartmış.

1. Kendini tanı - Sokrat
Kendi içinde yolculuk yap. Günlük tut. Kalbin, gönlün, vicdanın ne diyor? Neyi öne çıkartıyor? Dünyaya bilinçlibakmanın yolu başta bu iç yolculuktan geçiyor.


2. Olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol - Mevlana
Dürüst ol, adil ol, hakça düşün. İçinden gelen sesin öne çıkardığı değerleri koru. Hayatta bir şeyleri korumak
için ayakta kalmazsan her şey seni düşürür.

3. En yukarda aşk var - Aziz Paul
Sesi müziğe dönüştüren aşktır. Aşk olmazsa, sevgi ilişkileri yoksa, ihtimam eksikse hayatın kuru bir daldan farkı kalmaz.


4. Dünyayı hayal gücü döndürür - Albert Einstein
Yaptığımız herşey hayal kurarak başlar. Hayat -herkes için- hayalleri gerçekleştirmek ve yapabileceğinin en iyisi, olabileceğinin en en güzeli peşinde gitmektir. Bobby Kennedy'nin sözü gibi: Diğerleri dünyaya bakıyor ve "Neden" diye soruyor. Ben bambaşka bir dünya düşünüyor ve"Neden olmasın" diye soruyorum.


5. Fazla güzellik göz çıkarmaz - Mae West
Güzel hayat doya doya yaşanır. Mutluluk paylaşılır, hayatı sevme hissi çoşkuyla beraber gelir. Ruhun müziğinde
"Haydi bastır, göster kendini" temposu vardır. Kibir değil, çoşku!


6. Fırsatlar yakalandıkça çoğalır - Sun Tzu
Başarı cesaret ister, başlangıçtaki cesaret sonradan inanca dönüşür. İnanç insanlığa daha iyi hizmet
arzusuna dönüştüğünde fırsatlar yelpazesi yukarı bir seviyede tekrar açılır.


7. Ya yap ya yapma. Denemek yok! - Yoda
Hayat seri hareket, karar ve kararlılık gerektirir. Tereddütte kalanlar geride kalır. Hayatın üstüne
gitmezseniz hayat sizin üstünüze gelir.


8. Mükemmellik, ekleyecek bir şey kalmadığında değil, alınacak bir şey kalmadığında oluşur - Antoine de St.Exupery
Hayatınızı basitleştirin. Basite indirge, indirge, bir kere daha indirge... O zaman ne kalıyor, ona bak. İstekler listenizi kısa tutun. Kısa tutun ki fokus edebilesiniz. Güneş ışığına büyüteç tutmak gibi, odaklamazsanız hayatı yakamazsınız.

9. Kabiliyet yoksa sanatçı olmaz, ama çalışılmadıkça kabiliyet hiçbir işe yaramaz - Emile Zola
Ancak akıllı, bilinçli ve odağı şaşmayan çabalar sonrası olası potansiyelin yapabilecekleri gerçekleşir. Elması yontmadıkça elinizde sadece bir taş parçası vardır.


10. Hayatı yaşamanın iki yolu var. Biri hiçbir şey mucize değilmiş gibi yaşamak... Diğeri her şey mucizeymiş gibi yaşamak - Albert Einstein.
Şükretmeyi unutmamak gerek!

Philip E. Humbert

DAVET




Yaşamını nasıl kazandığın beni ilgilendirmiyor
Bilmek istediğim ne için sancılandığın
Ve kalbinin özlemini dindirmeyi
Hayal etmeye cesaret edip edemediğin

Kaç yaşında olduğun beni ilgilendirmiyor
Bilmek istediğim aptal gibi gözükme riskini alıp
Almayacağın
Aşk için
Rüyan için
Yaşıyor olma macerası için

Ayınla hangi gezegenlerin dik açı yaptığı beni
İlgilendirmiyor
Bilmek İstediğim acının merkezine dokunup
Dokunmadığın
Yaşamın ihanetleriyle açıldın mı?
Yoksa daha fazla acı çekme korkusuyla
Büzüşüp, kapandın mı?

Bilmek istediğim acı ile beraber oturabilir misin?
Benim veya senin
Onu saklamak için çabalamadan
Veya önemsizmiş gibi davranmadan
Veya düzeltmeye çalışmadan

Bilmek istediğim hazla beraber olabilir misin?
Benim veya senin
Vahşice dans edebilir misin?
Ve coşkunun dolmasına izin verebilir misin?
Parmaklarının uçlarına kadar
Bizi uyarmadan
Dikkatli olmamız için
Gerçekçi olmamız için
İnsan olmanın getirdiği sınırları hatırlamamız için

Bana anlattığın hikâyenin gerçek olup
Olmaması beni ilgilendirmiyor
Bilmek istediğim bir başkasını hayal kırıklığına
Uğratabilir misin?
Kendi kendine dürüst olarak
İhanet suçlamasına dayanabilir misin?
Kendi ruhuna İhanet etmediğin için
İnançsız olabilir misin?
Ve böylelikle güvenilir

Bilmek istediğim güzelliği görebilip
Göremediğin
Hoş olmadığı zaman bile
Her gün
Ve yaşamının kaynağını alabilir misin?
Onun varlığından.

Bilmek istediğim başarısızlıkla yaşayabilir misin?
Seninki veya benimki
Ve gölün kıyısında dingin, hareketsiz durup da
Dolunayın gümüşüne doğru haykırabilir misin?
“Evet” diye.

Nerede yaşadığını veya ne kadar paraya sahip
Olduğunu bilmek
Beni ilgilendirmiyor
Bilmek istediğim kalkıp kalkmayacağın
Acı ve umutsuzluğun gecesinden sonra
Kemiklerine kadar bıkkın ve yaralı
Ve gerekeni yapabilir misin?
Çocukları doyurmak için

Kimleri tanıdığın veya buraya nasıl geldiğin
Beni ilgilendirmiyor
Bilmek istediğim duracak mısın?
Ateşin ortasında
Benimle beraber
Geri çekilmeden

Nerede veya ne veya kiminle okuduğun beni
İlgilendirmiyor
Bilmek istediğim seni ne ayakta tutuyor
İçeriden
Başka her şey yıkılırken

Bilmek istediğim yalnız kalabilir misin?
Kendinle
Ve yaptığın arkadaşlıktan gerçekten hoşlanıyor musun?
Boş anlarında…


Oriah Mountain Dreamer

Martı Dergisi

1 Mayıs

İşçinin emekçinin bayramı…

Doğanın, yenilenmenin baharın bayramı…

Anlamı veren biziz sözcüklere, verdiğimiz anlam ile onu değerli kılan ya da değersizleştiren. Sözcükler algımızı yönetiyor, daha önceden edindiğimiz deneyimlerle.
İyi/kötü, güzel/çirkin, değerli/değersiz, olumlu/olumsuz…

Düşündüğümüz, kullandığımız sözcükler tüm ruh halimizi etkiliyor, duygularımızı harekete geçiriyor ve  direkt davranışlarımız ile bizi yönetiyorlar. Ne düşündüğünüze, hangi kelimeleri, hangi anlamlarla kullandığınızı farkına varın, bilinçle seçin. Hani bazen durup dururken canımız sıkılır, olumsuz bakmaya başlarız ya dünyamıza, işte o zaman zihin sandığınızın kapağını kaldırın ve içinde neleri biriktirdiğinize bir bakın, sorular sorun sandıkta uzun zamandır duranlara, onları bir dürtün,  NEDEN oradalar, amaçları NE ve NE işe yaramışlar şimdiye dek, NASIL değişirler, dönüşürler, NEREDE ve NE ZAMAN yararlı oluyorlar, KİM yönetiyor onları?

Bilerek düşünmeyi seçmek için daha çok soru sormalı ve cesur cevaplara ulaşmak için çabalamalıyız. Cesur cevaplardır bizi değiştiren, dönüştüren ve yenileyen, cesur cevaplara ulaşana dek soru sormaya devam.

Yine pek çok yönden gelişime bakan bir dergi bekliyor sizi, buna aracı olmak benim ve eminim yazan, paylaşan tüm arkadaşlarımız için çok mutluluk veren bir emek.
Okuyun, okutun, paylaşın. 
 
Martılar yol arkadaşınız olsun. Sevgiyle mutlu olun… 

Bu yazı Martı dergisi Mayıs sayısında yayınlanmıştır.

Fotoğraf çekiyorum...

“Ey kör! Aç gözünü de düşlerden uyan. Simurg’u göremesen de bari küçük bir serçeyi gör. Kaf Dağı’na varamasan da evinden çıkıp kırlara açıl; böcekleri, kuşları, çiçekleri ve tepeleri seyret. Daha hayattayken bir taşı bir taşın üstüne koy. Gülleri ve bülbülleri göremeyip gün boyu evinde oturan adam dünyanın kendisini hiç görebilir mi?”

İhsan Oktay Anar-Puslu Kıtalar Atlası

Fotoğraf çekiyorum...

Ne oldu birden bire? Ben yıllardır fotoğraf çekerim aslında, yeni olan benim doğa, çiçek, börtü-böcek, hayvanlar fotoğrafı çekmeye olan merakım arttı...

Makro bile çekerim dedim, yeni objektifler ekledik Nikon D80 model fotoğtaf makinamıza.

 
Ben beğendim şimdilik çektiklerimi, ancak öğrenecek çok şey var, hatta bugün Sevgili kocamdan küçük bir eğitim daha aldım...


Bakalım siz de beğenecek misiniz?

  Bu bizim kız Vega:) 17 yaşında güzel kızımız...



Sevgiyle gözüme takılanları ruhumda hissederek fotoğraf çekiyor ve paylaşıyorum...
Fotoğraflarımı genellikle Facebook sayfama ekliyorum görmek isterseniz tıklayın lütfen.
http://www.facebook.com/YaseminSungurGE

ozgur olmak...

...nereden gelip nereye gittiğimizi, ne yapmakta olduğumuzu, bildiğimizi sandıklarımızı sorgulayıp araştırdıkça bize ne çok yalan söylendiğini görmeye başlarız.

dünyadaki her kurum tarafından kandırıldık... 

kendinizi daha fazla eğittikçe, olguların kaynağını daha fazla anladıkça, olgular gerçek yüzlerini sergilemeye başlar ve her yerde yalanları görmeye başlarsınız. gerçeği bilmeli, gerçeği aramalısınız; gerçek sizi özgür kılacak.


jordan maxwell

Ya sonra... masallar nasıl biter?

  

Sinemaya gittik bugün İlhan ile, hakkında pek birşey okumadan gittiğimiz bir film. 

Barış Falay arasıra seyrettiğim Ezel dizisinde en sevdiğim oyuncu, sırf onu görmek için Ezel seyrettiğim doğru:))



Filmde onun da oynadığını görünce pek mutlu oldum. Sonra bir baktım sevdiğim pek çok oyuncu var, Ragıp Savaş, Janset ve daha pek çok tiyatro oyuncusu. 

Deniz Çakır değişik bir yüze sahip, oyunculuğu etkileyici, sesi de güzel. Özcan Deniz ile birlikte söyledikleri çok güzel bir şarkı 'Ya Sonra'. 

Filmde çok etkileyici bir şarkı daha var, 'Hayat Arkadaşım'... Pek çok kadını çok duygulandıracağı kesin.

Günümüzden bir aşk hikayesi, şehirli, çalışan kadın, seviyorum derken sevdiğini yok eden erkek tipi bu filmde. 

Eğlenceli gülerek zaman geçirmek için gidilebilir. Amerikan romantik komedilerine özenmemize gerek yok artık. Çok güldük, azcık da ağladık. Hiç sıkılmadık, İlhan bile sıkılmadı:))
  
Filmde önemli bir rolü olan ve çok başarılı oynayan köpeğin oyunculuğu  ise süperdi:)) Ne yazık ki adını bilmiyorum ve fotoğrafı yok şu anda elimde, bulur bulmaz ekleyeceğim.


Filmi erkekler ilişkilerinde hangi hataları yaparlar eğitiminde kullanabiliriz. Bir erkek tüm bu hataları yapar mı? Evet ben bu hataların çoğunluğunu yapan pek çok koca/sevgili tanıdım/hikayelerini dinledim ne yazık ki:( 




Hayatımızda hep AŞK olsun:))
AŞK'sız kalmayın...